NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
مُحَمَّدٍ
حَدَّثَنَا
عَلِيُّ بْنُ
حُسَيْنٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ يَزِيدَ
النَّحْوِيِّ
عَنْ عِكْرِمَةَ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
وَالَّذِينَ
آمَنُوا
وَهَاجَرُوا
وَالَّذِينَ
آمَنُوا وَلَمْ
يُهَاجِرُوا
فَكَانَ
الْأَعْرَابِيُّ
لَا يَرِثُ الْمُهَاجِرَ
وَلَا
يَرِثُهُ
الْمُهَاجِرُ
فَنَسَخَتْهَا
فَقَالَ
وَأُولُو
الْأَرْحَامِ
بَعْضُهُمْ
أَوْلَى
بِبَعْضٍ
İbn Abbâs (r.a.)'den
demiştir ki:
“Onlar ki inandılar ve
hicret ettiler...[Enfâl 72] (âyet-i kerimesi inince (Hicret etmemiş olan
müslüman) bir arab (yakınlarından olan) bir muhacire mirasçı olamadığı gibi bir
muhacirde ona mirasçı olamazdı. "... Rahim sahihleri (akraba olanlar)
biribirlerine (mirasçı olmağa) daha uygundurlar..."[Enfâl 75] (âyet-i
kerimesi) bu âyeti neshetti.
İzah:
Metinde geçen Enfâl
sûresinin yetmiş ikinci âyet-i kerimesi nazil olunca muhacirler ve ensar akraba
olmadıkları halde biribirlerine varis kılınmışlardır. Nihayet bu uygulama
Enfal sûresinin yetmiş beşinci âyet-i kerimesi ininceye kadar devam etmiş, bu
âyetin nü-zuluyla bu uygulama yürürlükten kaldırılmış ve miras âyetlerinde
belirlendiği şekilde ancak yakın akrabalar birbirine mirasçı kılınmışlardır.
Bunun üzerine sahabe-i kiramdan biri "Ey Allah'ın Resulü bu âyet-i
kerimeye göre, biz müşrik akrabalarımıza mirasçı oluyor muyuz?" diye
sormuş bu soru üzerine de; "İnkar edenler birbirlerinin
velisidirler.[Enfâl 73] âyet-i kerimesi nazil olmuştur.[Şevkani,
Fethü'l-Kadir, 111-330.] bu hadisin senedinde çeşitli tenkidlere uğramış olan
Ali b. Huseyn vardır.